
Estonya’nın başkenti Tallinn; Avrupa’nın, çok net bir şekilde söyleyebileceğimiz kadarıyla -turistik açıdan “en underrated” şehirlerinden biri. Ortaçağ‘dan kalma Old Town’ı, gördüklerimiz içinde en güzellerden biri. (Daha iyisi Prag; benzeri Rothenburg’da.) UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan Old Town’ın sokaklarında gezerken kendinizi bir yandan Ortaçağ’da hissediyorsunuz, bir yandan dar sokaklardan gelen kahve, çikolata ve yemek kokularıyla iştahınız açılıyor.
Blogumuzu takip ediyorsanız, Christmas Market’lere olan sevdamızı anlamışsınızdır lkjaksdjas… Tallinn Old Town’da kurulan Christmas Market de aynı şekilde Avrupa’nın en iyi pazarlarından biri, öyle ki 2019 yılında Avrupa’nın en iyi Christmas Market’i seçildi. Beğendiğimiz diğer Noel Pazarları için sizi buraya alalım. 🙂
Ben (Simge) Tallinn’de yaklaşık 5 ay yaşadım ve bu sürede olabildiğince bölgenin yerlisi gibi yaşamaya çalıştım. Bu sayede hem Estonların kültürlerini yakından görmüş oldum hem de gezilebilecek yerleri, yeme-içme için mekanları deneyimlemiş oldum. Estonya’da Erasmus deneyimini anlattığım yazı için buraya tıklayabilirsiniz. 🙂
*Yazıda sadece Estonya spesifik değil, Erasmus süreçleri hakkında da bilgiler mevcut, umarım işinize yarar.
Estonların İngilizcesi genel olarak iyi, soru sorduğunuzda bir sıkıntı yaşamıyorsunuz. Gezmek için 1-2 gün yeter ama lokal yerleri keşfedeyim, değişik tatlar deneyeyim derseniz 2-3 gün vermenizi tavsiye ederiz, ki bizce bunu hakediyor!
Tallinn’e ne zaman gidilir?
Tallinn’in hem yaz hem sonbahar hem de kışını görmüş bir kişi olarak söyleyebilirim ki bu şehirde her mevsim ayrı güzel. Ülkenin neredeyse yarısı ormanlık ve etrafta bol bol yeşil alan olduğundan sonbahar ve/veya ilkbahar Estonya’ya çok yakışıyor. Bahar aylarında gelirseniz, kış aylarında yüzünüze yüzünüze çarpan soğuk rüzgarlar olmadan rahatça gezebilirsiniz. Ayrıca güneşli gün sayısı daha fazla olduğu için, fotoğraflarınız da daha güzel çıkacaktır.
Ancak bizim tavsiyemiz aşırı üşüyecek olsanız da Tallinn’e kışın gelmeniz yönünde. Eğer Noel pazarı sevdalısı ve kış sevenlerdenseniz Tallinn, Avrupa’nın en güzel Noel pazarı ile nam salmış bir şehir. Sıcak şaraplarından, çok tükettikleri votkalarından (nüfusun %36’sı Rus!), ya da Vana Tallinn isimli yerel içkilerinden içebilir ve ısınabilirsiniz!
Tallinn Noel pazarını 15 Kasım – 07 Ocak tarihleri arasında gezebilirsiniz.
Nerde kalmalı?
Ben Erasmus ile gittiğim için evde kaldım, ama gezmek isteyenlere Old Town’da kalmalarını öneririm, Airbnb’den Old Town’daki evlere bakılabilir. Airbnb’ye henüz kayıt olmadıysanız şu linke tıklayarak kayıt olun ve ilk konaklamanızda indirim kazanın deriz. Bütçenize göre, eğer Old Town size pahalı gelirse şehre biraz uzak bir konumda kalmanız da sorun olmayacaktır. Çünkü Tallinn’de ulaşım çok kolay ve hızlı.
Pahalı mı?
Bu soruya tereddüt etmeden pahalı değil diyebilirim ama tabii ki Old Town’daki en turistik restoranlara giderseniz pahalı da olabilir, bu biraz da size bağlı. Estonya’nın para birimi Euro, ancak her şey çok ucuz özellikle de komşusu Helsinki’ye göre. Suya para vermeyip, musluktan içebiliyorsunuz. Yarısı orman olan bu ülkenin suyu da havası gibi gayet temiz.
Fiyatlara bazı örnekler:
Kahve: restoranlarda ve kafelerde ortalama 2-3 €.
Ortalama yemek: pahalı ve turistik olmayan bir restoranda kişi başı 6 €.
İçecekler: restoranlarda genel olarak su 1.5 €, yerli ve ithal biralar 4 € civarı. Marketlerde 1 litrelik su ortalama 0.60-1 € arası. Yerli ve ithal biralar 1-1.5 € arası.

Tallinn Şehre Ulaşım ve Şehir içi Ulaşım
Tallinn’e İstanbul’dan direkt uçuş var ama sadece THY uçuş yapıyor. O yüzden biraz pahalı gelebilir, uçak biletini önceden ayarlamakta fayda var. 3 saat 20 dk gibi bir uçuşla Tallinn’e direkt varabilirsiniz, bunun haricinde Helsinki’den feribotla 2 saatte Tallinn’e geçebilirsiniz, biletler 20 € civarında ama güne ve firmaya göre de değişiyor. Letonya’nın başkenti Riga’dan 4 saat otobüs yolculuğu ile de, (otobüs bileti 10-12 € civarı) Tallinn’e ulaşabilirsiniz. Stockholm’den 10 saatlik feribot yolculuğuyla da Tallinn’e geçebilirsiniz.

Tallinn şehir içi ulaşım açısından çok rahat ve ekonomik bir şehir. Her yer yürüyerek gezilebilir ama toplu taşıma kullanayım derseniz de tramvay ve otobüsle ulaşım çok kolay. Estonya vatandaşlarına toplu taşıma ücretsiz… Erasmus öğrencilerine ve turistlere maalesef ücretsiz değil. Büfelerinden kart alıp ona para yükleyip tramvaya veya otobüse binince basıyorsunuz, tek seferlik ücreti 2 € idi en son. Ancak bunu yapmazsanız da kimse bi’ şey demiyor. Yalnız kontrole denk gelirseniz iyi bir para cezası ödüyorsunuz. En iyisi siz her bindiğinizde basın…
Bunun haricinde Taksify adlı uygulamayı indirin rahat edin derim. Estonya’da taksiler şaşırtıcı derecede ucuz. Şöyle ki; hava alanından merkeze 5 €’ya gelmiştim. Eğer 3-4 kişiyseniz 4-5 € tutacak yolu otobüsle de gitseniz aynı parayı vereceksiniz. Hem de Taksify’a nereye gideceğinizi yazdığınızda ortalama olarak ne kadar tutacağını da gösteriyor, fiyat arabanın markasına ve tipine göre de değişiyor ancak hiç 10 €’dan fazla ödemediğimi söyleyebilirim.

Gezilecek Yerler
1. Old Town Bölgesi:
Rehberimizin girişinde yeterince Old Town güzellemesi yapamadık.. Aşağıdaki fotoğraflardan -ve umarız bir gün yakından- da görebileceğiniz gibi Old Town bölgesindeki evler çook çok eski ve her şey çok iyi korunmuş.

*Town Hall Square: Tallinn’in ve Old Town’ın merkezi, Estonca “Raekoja Plats” İngilizce “Town Hall Square” ve şehir merkezinde gezmeniz gereken hemen her yer bu meydan etrafında yer alıyor. Meydan, adını hemen yanındaki belediye binasından alıyor. Gezinize buradan başlamanızı ve meydanı çevreleyen tüm sokaklarda yürümenizi tavsiye ediyoruz.

*Town Hall Pharmacy/Raeapteek: Buna bir süre inanamadık ama okuduğumuz tüm kaynakların doğruladığına göre, 1422‘den bu yana aktif bir şekilde çalışan, Avrupa’nın bilinen en eski eczanesiymiş burası.

*Hellemann Tower and Town Wall Walkway: Old Town’ın hemen girişinde yer alan, Ortaçağ’dan kalma surların üzerindeki alanda yürüyerek şehre biraz yukarıdan bakabilirsiniz. Giriş 3 Euro.

*St.Catherine’s Passage: Vene sokağı ile Müürivahe sokağın bağlayan Ortaçağ temasını dolu dolu hissettiren küçük bir geçiş alanı. Hoş bir sokak.
2. Toompea Bölgesi:
Burası eskiden soyluların yaşadığı şehrin en yüksek kısmı ve artık Tallinn’in en güzel manzara izleme alanı. 🙂 Town Hall Square‘den 2-3 dakika yürüyüp Long Leg Gate Tower’ın altından geçtikten sonra karşınıza çıkan hafif dik yokuşu çıkarak Alexander Nevsky Katedrali‘ni görecek, sonra da şehrin en güzel manzaralarından birine sahip asıl adı Kohtuotsa Viewing Platform olan “The Times We Had” duvarına geleceksiniz.
*Long Leg Gate Tower/Pika Jala Väravatorn: Toompea Tepesi ile Old Town’ı ayıran kapı, geçit, kule. Old Town’ı çevreleyen surlar üzerinde buna benzer birçok kapı/geçit var ve hepsinin tarihi Ortaçağ’a uzanıyor.
*Old Town’dan Toompea’ya çıkarken bir de Short Leg Gate var, konumu için tıklayınız. 🙂
*Alexander Nevsky Katedrali: Long Leg Gate’in altından geçip, önünüze çıkan yokuşu tırmandığınızda karşınıza bu görkemli katedral çıkacak. Katedral, Tallinn’in Rus yönetiminde olduğu dönemde inşa edilmiş ve şehrin şimdiki yerlileri burayı övdüğünüzde biraz bozuluyorlar…

*Danish King’s Garden: Toompea tepesinin, şehre bakan yamacında yer alan, ilginç heykelleriyle dikkat çeken, çok sakin ve huzur verici bir manzara izleme noktası. Benim durduğum yere sonradan bir graffiti de yapılmış. Görmeye değer.
*”Danish King’s Garden” denmesinin hikayesi çok uzun ve çok eskiye dayanıyor. Meraklıları araştırsın deriz. 🙂


5. Aziz Olaf Kilisesi:
Geldik zurnanın “bu kadar da yüksek görünmüyordu” dediği yere. Şehirde dolaşırken kesin karar vermiştik, bu kilisenin çan kulesine çıkmadan olmayacaktı. Çan kulesi, şehirdeki diğer binalara göre bariz bir şekilde yüksek ve ihtişamlı duruyor, ama kulenin tepesine çıkarken (yorgunluktan) ve çıktığınızda (manzaradan) aslında ne kadar yüksek olduğunu daha iyi anlıyorsunuz.
Kule, ilk inşa edildiğinde 159 metrelik uzunluğuyla, bir zamanlar dünyanın en yüksek yapısıymış. Şimdilerdeyse, yangınların etkisiyle yeniden inşa edilmesi sonucu 124 metre uzunlukta.
Çan kulesine çıkış 5 Euro ve yaklaşık 300 kalori tutuyor…
*Önemli not: Kule restorasyonda olduğu için 31 Mart 2020’ye kadar yukarı çıkılamıyormuş.


6. Kadriorg Palace:
Aşağıdaki görselde yer alan, minimalist saray. Biz sarayın içine girmedik, sarayın etrafındaki yeşil alan ve parklar saraydan daha çekici duruyor. Fazla zamanınız kalırsa gidin görün deriz.

7. Viru:
Geldik Tallinn’in yeni şehir merkezine. Old Town’ın biraz dışında, modern Tallinn’in merkezi diyebiliriz burası için. Genelde AVM’ler ve plazalar mevcut. Otobüslerin ve tramvayların birçoğu buradan kalkıyor ve buraya uğruyor.
8. Pirita Beach:
Tallinn’de güneşin batışının en güzel izlendiği yer. Viru’dan otobüs ile 20-25 dakika mesafede. Bir akşamüstü 1-2 saat ayırıp keyif yapabilirsiniz, yalnız epey rüzgarlı oluyor ona göre önleminizi alın deriz.


9. Rummu Quarry:
Buraya vaktiniz olursa mutlaka gidin, hatta vaktinizi buraya gitmek için uzatın! Rummu aslında gölün ortasında bulunan Sovyetler döneminden kalma eski bir hapishane. Kalıntıları ise hala duruyor. Ayrıca Alan Walker’ın Faded klibini çektiği yer tam olarak burası. Ben hem Eylül’de hem Ocak’ta gittim. Eylül’de yüzen ve piknik yapan insanlar vardı. Ocak’taysa donmuş gölün üzerinde patenle kayanlar! Tallinn’e 1 saat uzaklıkta ve otobüs ile ulaşım gayet kolay. Sadece otobüs saatlerine iyi bakmakta fayda var.

9. Kalamaja Bölgesi:
Kalamaja bölgesi, renkli ahşap evlerin bulunduğu mahalle kültürünü koruyan bir minik bölge. Balti Jaam tren istasyonu da bu bölgede yer alıyor. Old Town’dan yürüyerek 20-25 dk da bu bölgeye varabilirsiniz. 1-2 numaralı tramvaylar ile de kolayca ulaşım sağlayabilirsiniz.
*Telliskivi Creative City (Telliskivi Loomelinnak):
Burası resmen bizim Karaköy ama daha güzeli. Sokak sanatıyla, ikinci el ve vintage dükkanları, pazarları, değişik kafeleriyle resmen Tallinn’in Karaköy’ü. Genelde genç kesim burada takılıyor. İkinci el dükkanları çok uygun ve değişik şeyler bulabilirsiniz. Ayrıca gece hayatı da çok canlı. Benim en sevdiğim bölgelerden birisiydi kendisi. En az yarım gününüzü burada geçirin!



10. Kumu Art Museum:
Tallinn’in en ünlü ve büyük müzesi. Müzenin hem bahçesi, hem içi, tamamen sanatsal bir yapı gibi. Giriş 8 euro, Kadriorg durağına yakın.

11. Lahemaa National Park:
Buraya 3 gün ve üzeri vaktiniz varsa gidin, doğa yürüyüşü yapmak için güzel bir park. Merkezin dışında ama otobüsle kolayca gidilebilir ancak otobüs saatlerine bakıp öyle gidin. 🙂

Tallinn, Ortaçağ’dan kalma surları, kaleleri, kuleleri ve eski şehir merkezi ile bizi bir yandan geçmişe götürürken bir yandan da modern yüzüyle (Telliskivi, Viru) bizi çok şaşırttı. Beklentilerimizin çok üzerinde kaldı… İskandinavya veya Finlandiya turu yaparsanız Tallinn’i mutlaka rotanıza eklemenizi öneririz!
Tallinn yeme-içme rehberi için ise sizi şuraya alalım.
Sevgiler, TIME TO GO!