
Tromsø, haritaya bakınca “burada insan gerçekten yaşıyor mu?” dedirten, ama gidince “iyi ki gelmişiz” dedirten şehirlerden biri. Norveç’in epey kuzeyinde, kutup dairesinin içinde yer alan bu küçük ama kendine has şehir, kuzey ışıkları, kutup geceleri ve ren geyikleriyle sizi tam anlamıyla büyülüyor.
Tromsø bize göre “sadece kuzey ışıkları” demek değil. Evet, kuzey ışıkları burada gerçekten muhteşem; ama şehir aynı zamanda doğa yürüyüşlerinden Norveç kültürüne, müzelerden yerel kafe kültürüne kadar birçok farklı deneyimi içinde barındıyor. Yani sadece gökyüzüne bakıp ışık kovalamaya gelmiyorsunuz; gün içinde de yapacak aktiviteler var.
Bu arada “kutup şehri” deyince insanın aklına hemen izole bir yer, az gelişmiş bir kasaba gelebilir ama gelmesin asdasd. Tromsø tam tersine oldukça canlı bir yer, neredeyse bir üniversite şehri. Kütüphanesiyle, katedraliyle, Arktik müzesiyle, konser salonuyla canlı bir şehir hayatı var. Hatta gece hayatı bile şaşırtıcı şekilde aktif. Bizim içinse bu şehir daha çok cozy hissettiren, huzur dolu anılar bırakan, keyifli vakit geçirdiğimiz bir yer oldu.

Tromso’ya ne zaman gidilir?
Tromsø, kuzey ışıklarını görmek isteyenlerin favori destinasyonlarından biri. Genelde Eylül ortasından Mart sonuna kadar kuzey ışıkları sezonu sayılıyor. Tromsø’ya gitmenin en büyük motivasyonu büyük ihtimalle kuzey ışıkları ve karla kaplı büyüleyici manzaralar. Bu deneyimleri yaşamak için en ideal dönem genellikle Eylül ortası – Mart sonu arası. Ama her ayın kendine göre avantajları ve küçük sürprizleri var.
*Ama şunu da baştan söyleyelim:
Ne kadar plan yaparsanız yapın, Tromsø’da hava durumu asla net değil.
Güneşli gösterirken bir anda kar yağabilir, açık gökyüzü bir anda bulutla kapanabilir. Bu yüzden kuzey ışıklarını görmek istiyorsanız beklentinizi “kesin görürüm” diye değil, “doğru zamanda geldim, biraz da şans işi” diye ayarlamakta fayda var. Işıklar için avlanmak (evet avlanmak..) tam anlamıyla sabır işi. Neyse ki gün içinde yapılacak birçok keyifli şey var, geceleri de biraz şans, biraz uygulama ve bol katmanlı kıyafetle gerisi geliyor.
Kuzey ışıklarını görmek için en ideal dönemlerden biri ekinoks zamanları, yani 23 Eylül (sonbahar ekinoksu) ve 21 Mart (ilkbahar ekinoksu) civarı. Çünkü bu dönemlerde geomanyetik aktivite daha yüksek oluyor. Yani bilimsel olarak, kuzey ışıkları gökyüzünde daha sık ve daha güçlü şekilde ortaya çıkabiliyor.

Eylül – Ekim:
Kuzey ışığı sezonu Eylül ortasında başlıyor. Bu aylarda hava hala çok sert değil, yani dışarıda uzun vakit geçirmek daha kolay. Ama kar ihtimali düşük. Manzaralar daha çok sonbahar tonlarında. Eğer kuzey ışığı görmek istiyor ama dondurucu soğuklara girmek istemiyorsanız Eylül sonu – Ekim başı ideal. Yalnız, gece süresi henüz kısa olduğu için ışık kovalamaca daha sınırlı olabilir.
Kasım – Aralık:
Kasım ayıyla birlikte kar yağışları başlıyor. Manzaralar artık bembeyaz. Aralık ortasından sonra ise Tromsø’da “polar night” dediğimiz dönem başlıyor: Güneş doğmuyor. Gündüzler sabah alacakaranlığı gibi geçiyor. Kulağa ürkütücü gelse de tam tersi, çok büyülü bir atmosferi var. Fotoğrafçılar ve kuzey ışığı avcıları için bu dönem tam bir hazine. Ayrıca yılbaşı atmosferi ve kutlamaları da Aralık’ta şehri ayrı bir keyifli yapıyor.
Ocak – Şubat:
En soğuk ama aynı zamanda kuzey ışıkları açısından en yoğun sezon. Hava çok karanlık, çok soğuk ama bir o kadar da büyüleyici. Turların ve kış aktivitelerinin en fazla yapıldığı zaman. Kar üzerinde husky kızağı, kar motoru, buz otelleri gibi deneyimleri arıyorsanız bu dönem tam size göre. Ama iyi giyinmeyi unutmayın çünkü -15 dereceler hiç sürpriz değil.. Şubat sonu Mart başı da genel olarak Kuzey ışıklarının en çok görüldüğü zamanmış.
Mart (biraz da Nisan):
Bize göre tam “sweet spot”! Biz Mart 21 gibi oradaydık. Artık günler uzamaya başlamış, hava hala karlı ama biraz daha yumuşamış. Kuzey ışığı sezonu hala aktif ve gece boyunca gözlem yapabiliyorsunuz. Ama artık gün içinde şehir gezileri, ada turları, yürüyüşler gibi aktiviteler daha rahat yapılabiliyor çünkü gündüz süresi uzuyor. Hatta Nisan’ın ilk haftalarına kadar kuzey ışığı görmek mümkün.

Tromso’da nerede kalınır?
Tromsø küçük bir şehir olduğu için şehir merkezine yakın her konum aslında gayet ideal. Bizi en çok şaşırtan şey ise Airbnb seçeneklerinin çok fazla ve görece uygun fiyatlı olmasıydı. Üstelik çoğu evde mutfak da mevcut; bu da şehirdeki yüksek fiyatları dengelemenin en güzel yolu. Çünkü dışarıda yemek yemek Norveç’te ciddi anlamda pahalı. Ama marketten alışveriş yapıp evde yemek hazırlarsanız bütçenize büyük katkı sağlamış oluyorsunuz.
Biz mutfaklı bir ev tuttuk ve akşamları sıcak çorbamızı, makarnamızı yapıp battaniye altında ışık kovalamaya hazırlandık, çok daha konforlu ve ekonomik oldu. Biz 2 gece şehir merkezine yakın bir evde, 1 gece ise Sommaroy adasına yakın, hiçliğin ortasında bir yerde kaldık ve burda ışıkları balkonumuzdan izledik. Birinci ev link için tık tık, İkinci ev linki için tık tık.
Tromso’ya kaç gün ayıralım ve bizim Tromso rotamız:
Tromso için 3 gün çok ideal. Gün gün şöyle bir plan yapabilirsiniz:
1. gün: Şehri keşfedin. Arktik Katedral’e uğrayın, Polar Museum ve Tromso Müzesi’ni gezip Norveç’in kuzey kültürünü tanıyın. Akşam ise ilk ışık avınız başlasın.
2. gün: Ren geyiği turu yapın. Hem kızağa binip bembeyaz karlarda kaymanın tadını çıkarın, hem de Sami kültürüne dair bir şeyler öğrenin. (Gezilecek yerlerde bahsedeceğiz.)
3. gün: Eğer arabanız varsa (ya da turla gidecekseniz), Sommaroy Adası’na mutlaka bir gün ayırın. Yolda bile fiyort manzaraları izlemeye doyulmuyor. Dönüşte tekrar ışık peşine düşebilirsiniz.
Tabii günlerin uzunluğu mevsime göre değişiyor, ama Mart ayında giderseniz bu programı rahat rahat uygulayabilirsiniz.

Tromso pahalı mı?
Norveç’in ucuz olduğunu kimse söyleyemez ama Tromso, Norveç standartlarında bile pahalı sayılır. Özellikle dışarda yeme-içme, kahve, ulaşım ve turlar ciddi bütçeler istiyor. Ama korkmayın, bazı püf noktalarıyla bu maliyetleri biraz olsun hafifletebilirsiniz: Mutfaklı ev kiralayın, marketten alışveriş yapın. Turların içeriğini araştırın, çoğu ücretsiz shuttle hizmeti veriyor. Şehir merkezinde kısa mesafeleri yürüyerek halledebilirsiniz. Ayrıca her yerde kredi kartı geçiyor, bir tek otobüste bilet alırken nakit ihtiyacımız oldu o kadar.
Yurt dışında internet problemimizi Airalo ile çözüyoruz. Fiziksel SIM kart değiştirme derdi yok, havalimanına iner inmez eSIM’i etkinleştirip kullanmaya başlıyoruz. Hem uygun fiyatlı hem de pratik, link için tık tık.

Şehre Ulaşım ve Şehir içi Ulaşım
Tromso, Norveç’in kuzeyinde, kutup dairesine çok yakın bir yerde bulunmasına rağmen ulaşım konusunda tahmin ettiğiniz kadar izole değil. Özellikle kuzey ışıkları sayesinde dünyanın her yerinden turist çektiği için ulaşım gayet pratik organize edilmiş.
Tromso’da bir havaalanı var: Tromsø Lufthavn (TOS). Şehre uçakla ulaşım en pratik yol. Norveç’in başkenti Oslo’dan Tromso’ya direkt uçuşlar var ve uçuş yaklaşık 1 saat 50 dakika sürüyor. Bazen Bergen ya da Trondheim üzerinden aktarmalı uçuşlar da bulunabiliyor. İstanbul’dan Oslo’ya veya Helsinki’ye uygun fiyatlı uçuşlar oluyor, buralardan aktarma yaparak Tromso’ya ulaşabilirsiniz. Oslo – Tromso arası uçuşlar genelde SAS, Norwegian ya da Wideroe gibi Norveç iç hatları firmalarıyla yapılıyor.
*Şehir içi Ulaşım
Tromso, küçük ama yayılmacı bir şehir. Yani yürüyerek keşfedilebilecek bir merkez var ama bazı bölgelere gitmek için otobüs gerekiyor (örneğin havaalanı, teleferik ya da Arctic Cathedral tarafları). Gündüz şehir içi çok kolay ama kuzey ışığı peşindeyseniz, gece kırsal alanlara gitmek için otobüs yetmez. Ya özel tur almanız ya da araba kiralamanız gerekebilir. Toplu taşıma ağı oldukça iyi. Otobüsler düzenli çalışıyor ve duraklar çok iyi organize edilmiş.
Yukarıda da bahsettiğimiz gibi, Troms Billett uygulaması şehir içi ulaşımda da geçerli. Biletinizi uygulamadan alıp QR kodla otobüse biniyorsunuz. Bu uygulama ile uğraşamadım derseniz, otobüste de ödeme yapabiliyorsunuz, ama otobüs şoförü bizden nakit ödememizi istedi, yanınızda az da olsa NOK bulundurmak iyi olur.
Araba kiralamak gerekir mi?
Eğer kuzey ışığı için kendi başınıza avlanmak ve Sommaroy adasına kendi başınıza gitmek istiyorsanız evet, araba kiralamak şart. Ama şehir merkezinde park ücretleri dehşet seviyede ve park yeri bulmak çok zor. Araba kiralamazsanız, kuzey ışıklarını ve Sommaroy’u tur ile görmeye gidip, şehri de toplu taşıma ve yürüme ile halledebilirsiniz.
Biz Sommaroy ve yol üstündeki fiyort manzaralarını özgürce keşfetmek için araba kiraladık ama şehir turu yapacağımız gün arabayı evde bırakıp toplu taşımayla merkeze gittik ve park yeri ile uğraşmamış olduk.
Bir de kışın yollar yoğun karla kaplı ve buzlu oluyor. Ama merak etmeyin Tromso Belediyesi iyi çalışıyor…… yollar çok düzgün ve sürekli temizleniyor, araç kiralama firmaları zaten kış lastiği takmış oluyor. Ayrıca, Norveç’te her şey gibi trafik cezaları da çok yüksek….. Araba kiralayacaksanız hem hız limiti park kurallarına dikkat edin deriz. Biz arabayı genellikle şu siteden geziye çıkmadan önce ayarlıyoruz: tık tık.

Tromso Gezilecek Yerler ve Yapılacak Aktiviteler:
1. Tromso Bridge ve Arctic Cathedral:
Şehir merkezinden karşıya geçen bu köprü hem fotoğraf çekmek için güzel bir nokta, hem de Arctic Cathedral (Arktik Katedrali)‘ne ulaşmanın yolu. Katedralin üçgen formu, cam vitrayları ve karla kaplı dağlara karşı duruşu gerçekten etkileyici. Giriş ücretli ama dışarıdan da gayet güzel gözüküyor. Hem gündüz hem gece manzarası çok hoş.

2. Fjellheisen Teleferiği:
Tromso’nun en turistik aktivitelerinden biri de Fjellheisen Teleferiği ile şehri yukarıdan izlemek. Teleferik sizi yaklaşık 400 metre yüksekliğe çıkarıyor.
Ama biz buna binmedik. Çünkü kişi başı yaklaşık 400 NOK (yaklaşık 35-40 €) ve açıkçası bizce gereksiz pahalı. Zaten Tromso’ya uçarken de şehir ve fiyortların manzarasına doyduk diyebiliriz. Eğer bütçenizi başka deneyimlere ayırmak isterseniz, bu kısmı atlayabilirsiniz. Ama havanın açık olacağına eminseniz ve yüksekten manzara izlemeyi seviyorsanız değerlendirilebilir, size kalmış.
3. Ren Geyiği ve Sami kültürü turu:
Bu bölgeye kadar gelip ren geyiklerini görmeden dönmek olmaz. Biz katıldık ve çok keyif aldık. Ren geyiklerini besleyip kızakla kısa bir tur yapıyorsunuz. Ardından Sami halkının çadırında geleneksel çorba ve hikâyeler eşliğinde kültürlerini dinliyorsunuz. Hem eğlenceli hem de öğretici bir deneyim. Samiler, Kuzey Avrupa’nın yerli halkı. Norveç, İsveç, Finlandiya ve Rusya’nın kuzeyinde yaşıyorlar. Kendi dilleri, bayrakları ve gelenekleri var. Eskiden tamamen göçebe yaşıyorlarmış ama günümüzde çoğu yerleşik düzende, ama kültürlerine sahip çıkarak yaşamlarını sürdürüyor. Bizim katıldığımız turun linki için tık tık. Ödemeye geldiğinizde kupon kısmına TIMETOGOBLOG5 kodunu girerseniz %5 de bizden indiriminiz var. 🙂
Bu arada, biz özel bir tura katıldık ama sonraki gün Sommaroy’dan Tromso’ya dönerken yolda doğal ortamda özgürce dolaşan ren geyikleri gördük. Tur alamasanız bile bu güzelliklere denk gelme ihtimaliniz yüksek ama Sami kültürünü de tanımak adına tur güzel bir deneyim.
4. Sommarøy Adası:
Eğer Tromso’dan biraz uzaklaşmak isterseniz, Sommaroy Adası tam bir huzur noktası. Bembeyaz kumsallar, cam gibi deniz, minik köy evleri… Yazın denize girilebiliyor ama Mart’ta bile biz gitmekten büyük keyif aldık. Yol üstü manzaralar ise ayrı bir olay, tam bir fiyort filmi gibi. Tromso’dan Sommaroy’a 1-1 buçuk saat sürüyor araç ile.
Ama burayı özel yapan sadece manzarası değil. Sommaroy, zamanla olan ilişkisiyle de adından söz ettirmiş bir yer. Burası birkaç yıl önce “saatsiz ada” olarak gündeme geldi. Çünkü yaz aylarında burada güneş hiç batmıyor. 24 saat boyunca ortalık aydınlık. Kışın da tam tersi; günlerce güneş doğmuyor. Böyle olunca, sabah 3 de olsa hava gündüz gibi olabiliyor. Haliyle insanlar da zamanı biraz daha farklı yaşıyor.
2019 yılında ada halkı bu durumu daha görünür kılmak için sembolik bir kampanya başlatmış: “Biz zamanı takmıyoruz, doğaya göre yaşıyoruz.” Yani biri gece 1’de çocuklarını dışarı çıkarabiliyor, diğeri sabaha karşı denize girebiliyor. Çünkü klasik zaman algısı burada pek işlemiyor. Hatta o dönemlerde “saatleri çöpe atıyoruz” temalı bir imza kampanyası bile düzenlenmiş. 🙂
Tabii resmi olarak saatler kaldırılmadı ama bu girişim, hem ada halkının doğayla uyumlu yaşam tarzını anlatan güzel bir örnek oldu. Biz oradayken saatin kaç olduğu gerçekten hiç umurumuzda değildi. Manzaranın, havanın ve o sakinliğin tadını çıkarmak için tek yapmanız gereken şey biraz yavaşlamak. Belki de Sommaroy’nin vermek istediği mesaj tam olarak bu: “Zamana değil, ana odaklan.” 🙂

5. Aurora Turu:
Kuzey ışıkları için Tromso harika bir konumda çünkü hem aurora kuşağının tam üzerinde yer alıyor, hem de şehirden biraz uzaklaştığınızda ışık kirliliği neredeyse sıfırlanıyor.
Aurora’yı izlemenin üç yolu var:
* Şehirden İzlemek: Hava çok açıksa ve aurora aktivitesi yüksekse, şehirden bile ışıkları görebilirsiniz. Prestvannet Gölü çevresi ve Telegrafbukta bu iş için tercih edilen yerlerden. Ama şehir ışıkları yine de görselliği biraz bastırabiliyor.
* Tura Katılmak: Rehberler anlık hava ve bulut durumuna göre sizi şehir dışına çıkarıyor. Ateş yakıyor, sıcak çikolata ikram ediyorlar. Ayrıca tripod ve kendi makinesi ile fotoğraf da çekiyorlar. Güvenli ve konforlu ama fiyatlar Norveç’teki her şey gibi yüksek. Yine de o gün şans düşük gösteriyorsa bu turlara katılmanızı öneriyoruz. Bizim katıldığımız tur linki için tık tık. Kesinlikle tavsiye ederiz. Ödemeye geldiğinizde kupon kısmına TIMETOGOBLOG5 kodunu girerseniz %5 de bizden indiriminiz var. 🙂
* Kendi Aracınızla Kovalamak: Eğer araba kiraladıysanız, kendiniz de kuzey ışıklarının peşine düşebilirsiniz. Biz bir gün tura katıldık ve ışıkları gördük, sonraki gün ise kaldığımız evden izleyecek kadar şanslıydık. Şehirden uzaklaştıkça gökyüzü netleşiyor. Sommarøy, Kvaløya Adası ve Ersfjordbotn, Grotfjord, Kattfjordeidet gibi yerler ışık kirliliğinden uzak ve çok ideal. O gün Tromso’da hava çok bulutlu ise turlar Skibotn veya Kilpisjärvi (Finlandiya sınırı)’ya gidiyorlar. Mesela tur bizi Skibotn’a götürdü.
Kuzey ışıkları detaylı yazımız için ise sizi şuraya alalım. 🙂
6. Balina turu:
Eğer Kasım – Ocak arasında Tromso’ya gidecekseniz, balina turu seçeneklerini de değerlendirebilirsiniz. Katılanlar genelde memnun. Biz Mart’ta gittiğimiz için katılmadık.
Tromso’da yeme içme:
Tromso’nun o buz gibi havasında güzel kahvecilerde oturmak bizim şehirde en keyif aldığımız şeylerden biriydi. Kaffebønna, şehirde birden fazla şubesi olan ve kahveleri gerçekten kaliteli bir kafe zinciri, biz beğendik. Bir diğer favorimiz ise Vervet Cafe. Özellikle tatlıları güzel; school boller denemeni öneririz; üstünde vanilyalı krema ve hindistan cevizi olan yumuşacık bir çörek. İki mekan da deniz kenarına yakın, manzara eşliğinde kahve keyfi yapmak için ideal.
Tromso’nun merkezinde, bembeyaz karların ortasında sapsarı rengiyle uzaktan bile dikkat çeken küçük bir bar var. Genelde gece saatlerinde daha hareketli oluyor. Burada hot dog, patates kızartması gibi atıştırmalıklar satılıyor ve fiyatları da Tromso standartlarına göre oldukça uygun, genelde uzun bir kuyruk oluyor bu barın önünde.

Sommaroy adasında restoran önerimiz ise Havfrua Kro, güzel burgerları olan şirin bir yer.
*Küçük Not: Musluktan su içilebiliyor ve tadı da gayet güzel, o yüzden boş yere şişe su almanıza gerek yok. Restoranlarda da genellikle ücretsiz su servisi oluyor ya da masalarda kendiniz alabileceğiniz sürahiler bulunuyor.
Sevgiler, TIME TO GO!
Bizi Instagram’da takip etmek isterseniz şöyle buyrun.

2 thoughts