
Mavi sulara nazır, güneşin sıcaklığı eşliğinde kendine özgü lezzetleriyle diyetisyenlerin ekmek kapısı olan güzel şehir Napoli’nin gezi rehberine hoş geldiniz! Napoli, İtalya’nın bize göre en ilginç şehirlerinden biri; bir yanda tarihi, kültürel ve gastronomik zenginlikler diğer yanda size Tarlabaşı’nı anımsatan samimi mahalleler, ve tabi ki futbol. Napoli kesinlikle hayatın sokakta yaşandığı, çok canlı ve sıcak bir şehir.
Napoli gezi rehberini yazarken, şehrin hemen her yerinde adı geçen, şehrin ve ülkenin tarihi açısından en önemli kişilerden biri olan Giuseppe Garibaldi’den de daha önemli bir kişiden (!) bahsetmek gerekiyor: Maradona. 🙂 Sokaklarda, binaların duvarlarında, hiç beklenmedik yerlerde bu arkadaşın bir posterini görmek mümkün. Hediyelik eşya dükkanlarındaki ürünlerin büyük kısmını da yine Maradona’nın gülen yüzü oluşturuyor. Maradona’nın Napoli halkı için nasıl bir anlam ifade ettiğini daha iyi anlamak için şu filmi izlemenizi öneririz.
Napoli ile ilgili en meşhur konulardan biri de güvenlik mevzusu. Bu kısma başlamadan önce, İtalya’nın kuzeyinde yaşayanlar ile güneyinde yaşayanların birbirlerinden çok hoşlanmadığını not etmek gerekebilir. Kuzeyliler, güneylilerin genel olarak tembel ve eğitimsiz olduğunu düşünüyormuş. Napoli de bu düşünceden nasibini en çok alan şehir olabilir.

Biz gezimiz sırasında güvenlikle alakalı hiçbir sorunla karşılaşmadık, ama gitmeden önce çok fazla “Napoli’deki ilk günümde soyuldum” benzeri hikaye okumuştuk. Bunun üstüne şehirdeki ilk günümüzde arabaların neredeyse %90’ının vuruk/hasarlı olduğunu görüp, bunun sebebini anlayınca hafif bi’ korkmadık değil.. 🙂 (Özetle mafya nedeniyle araç kasko ve sigorta piyasasında oluşan tekel benzeri bir durum dolayısıyla fiyatlar çok yüksekmiş.)
Yazımızın girişinde Napoli’nin çok canlı bir şehir olduğundan ve hayatın burada sokaklarda yaşandığından bahsetmiştik. Böyle olunca şehri gezmek için en güzel yol -belli başlı yerleri gezmeyi bitirdikten sonra- sokaklarda kaybolmak. Ancak hangi sokağa saat kaçta girdiğinize de dikkat etmekte fayda var. 🙂
Biz genel olarak Napoli’den çok keyif aldık. Bizi hem tarihi, hem mimari, hem de gastronomik açıdan oldukça memnun etti.
Napoli’ye ne zaman gidilir?
Napoli’nin ziyaret edilmesi en uygun tarihleri Mayıs ve Haziran ayları arası olabilir. Bu aylarda hem sıcaklıklar hem de nem oranı daha katlanılabilir olacaktır. (Biz Ağustos sonu/Eylül başı gibi gittik Napoli’ye ve hem sıcaklık hem nem oranı çok fazlaydı.) Eylül sonu ve Ekim ayları da güzel bir tercih olabilir bu arada. Tabi yazın gitmenin güzel yanı ise; bizim yaptığımız gibi Puglia bölgesi ile Napoli’yi bağlayıp farklı bir rota çizebilirsiniz veya çok turistik olan Amalfi/Positano kıyıları+Capri adasında deniz tatili yapabilirsiniz.

Napoli’de nerede kalınır?
Konaklama açısından en iyi semtler aşağıdaki gibi. Bunlardan herhangi birinde bütçenize göre kalacak yer bulursanız kaçırmayın deriz. Biz Quartieri Spagnoli’de kalmıştık ve çoğu yere yürüyerek gitmiştik.
- Centro Historico
- Chiaia
- Quartieri Spagnoli
- Vomero
Napoli’de kaç gün kalmalı?
Napoli’yi dolu dolu gezmek için 3-4 gün yeterli olur. 2 gün Napoli’nin merkezindeki yerlere, 1 gün Procida adasına ve 1 gün de Pompei Antik Kenti ve Vezüv Yanardağı’na verilebilir. Biz 3 gün kaldık, Pompei ve Vezüz Yanaradağı’nı bu seferlik pas geçtik.
Napoli pahalı mı?
Napoli diğer İtalya şehirlerine göre -özellikle kuzey bölgelere göre- çok ucuz. Biz şu ana kadar yediğimiz en güzel pizzaya burada sadece 5 € verdik. Kahvaltılarda da bir kahve bir kruvasan genelde 3-4 € civarı. Otel fiyatları tabi ki bölge bölge değişiyor ama bize göre bunlar da yine diğer şehirlere göre oldukça uygun.

Napoli ve Ulaşım:
Napoli’ye Türkiye’den en uygun ulaşım şekli uçakla olacaktır. Şu an güncel olarak sadece THY’nin İstanbul’dan direkt uçuşları var, fiyatlar dönemsel değişiyor tabi. Maliyetleri biraz düşürmek isterseniz, İstanbul’dan direkt Roma‘ya uçup oradan Napoli’ye trenle geçmek mantıklı olabilir. Ya da Atina veya Sofya’ya bir şekilde ulaşıp oradan uçakla geçmek de maliyeti düşürebilir.
Napoli’de şehir içi ulaşım çok kolay ve ucuz. Zaten şehir merkezinde kalıyorsanız çoğu yere yürüyerek ulaşmak mümkün. Procida adası, Pompei Antik kenti ve Vezüv Yanardağı için ayrıca birkaç toplu taşıma aracı kullanmanız gerekiyor. Örneğin biz Procida’ya geçmek için önce metroya bindik, sonra iki kişi gidiş dönüş yaklaşık 30 €’luk bir feribot bileti aldık.
Otobüs ve tramvaylar da şehirde oldukça yaygın ama dediğimiz gibi bunları çok kullanmanız gerekmeyecek büyük ihtimalle. YALNIZ not etmek istediğimiz bir konu var 🙂 Havaalanından indiğinizde merkeze giden otobüslerin orada çok ısrarcı bir taksici güruh var. İçlerinden biriyle göz göze geldiğiniz anda başınız İtalyan mafyasıyla derde girmiş demektir.. şaka tabi. Biz 2022 yazında gittiğimizde merkeze ulaşım için fiyat sormuştuk, taksici abimiz inanılmaz jest ve mimikleriyle bizi otobüsten daha ucuza götüreceğini söyledikten sonra, “sadece 50 €” demişti. Arkamıza bakmadan uzaklaştık ve kişi başı 6 €’ya 522ST’mize binip otelimize ulaştık.

Napoli Gezilecek Yerler:
1. Palazzo Reale di Napoli:
Şehir merkezinde bulunan bu devasa saray, kraliyet ailesi tarafından 17. yüzyılda inşa edilmiş ve şehirdeki Barok mimarisinin en güzel örneklerinden biri. Sarayın içinde, müze koleksiyonuna ait eserler sergileniyor. Bunlar arasında Napoli Kraliyet Ailesi’ne ait mobilyalar, resimler ve heykeller yer alıyor. Sarayda çeşitli odalar ve alanlar mevcut, bunlardan en ünlü olanı, hala çok yeni gibi duran freskleriyle Farnese Salonu, yalnız biz en çok sarayın giriş kısmındaki, beyaz mermer merdivenlerin bulunduğu salonu sevdik. Çok ferah ve estetik bir yerdi. (Aşağıdaki fotoğrafta gördüğünüz alan.)
Burayı gezdikten sonra sarayın arka tarafında bulunan parkta 5-10 dakika yürüyüş yaparak keyifli zaman geçirebilirsiniz. Çok bilinen bir yer olmadığı için not etmek istedik. Sonrasında da sarayın ön tarafında bulunan, aşırı ferah ve geniş bir meydan olan Piazza del Plebiscito’da biraz dolaşıp Basilica Reale Pontificia San Francesco da Paola’yı uzaktan fotoğraflayabilirsiniz.
Saray haftanın 7 günü ziyarete açık, 2023 yılı itibarıyla giriş ücreti 10€ .
2. Galleria Umberto:
Milano’daki Galleria Vittorio Emanuele II’yi gördüyseniz burası özetle onun küçük kardeşi gibi diyebiliriz.
Kısaca bilgi vermek gerekirse, burası aslında bir alışveriş merkezi. İnşası 19. yüzyılın sonunda tamamlanmış. Centro Historico, yani tarihi şehir merkezinde yer alıyor. İçeride birçok mağaza, kafe ve restoranlar mevcut, yalnız biz sadece mimarisini izleyip fotoğraf çekmek için gittik buraya. Yapının en güzel tarafı, tam ortada yer alan müthiş estetik kubbesi. Bir de lüks mağazaların hemen yanında sadece Maradona temalı hediyelik eşya satan dükkan.. seni unutamadık. 🙂
3. L’Antica Pizzeria Michele:
Burası dünyaca ünlü bir pizzacı. Eat, Pray, Love filminde Julia Roberts’ın bayıla bayıla yediği pizzanın ta kendisi burada. Kapıda öyle bir sıra var ki bankamatikten numara alır gibi numaranızı alıp yaklaşık 1 saat bekliyorsunuz. Numaranız ekranda yanınca içeri girebiliyorsunuz. Biz hemen karşısında küçük bir kafeye oturup bekledik, ara ara numaramız yanıyor mu diye bakıp durduk… vee sonunda içeri girebildik, çok fazla çeşit beklemeyin birkaç çeşit çok az malzemeli pizza var burada. Zaten Margherita pizzası ile ünlü. Bir Margherita nasıl bu kadar lezzetli ve sadece 5 € olur şaştık kaldık. Hayatımızda yediğimiz en lezzetli pizzaydı.

4. Palazzo dello Spagnuolo:
16. yüzyılda inşa edilen bu saray, Napoli’nin tarihi merkezindeki San Lorenzo mahallesinde. O sokaklarda yürürken arada böyle bir yer çıkınca çok şaşırıyorsunuz. (Mecidiyeköy’de yürüyormuş gibi düşünün..) Palazzo dello Spagnuolo, İspanyol asıllı bir ailenin evi olarak inşa edilmiş. İspanyol mimarisinin özelliklerini yansıtan sarayın cephelerindeki freskler, mermer işlemeleri ve süslemeler oldukça etkileyici. Bazı kapıların taçlarında küçük Dali heykelcikleri vardı. Mimariye ilginiz varsa kesinlikle gidin, yoksa da yolunuzu düşürebilirsiniz. : )

5. Palazzo Mannajuolo:
Burası aslında sadece bir apartman ama girişi çok hoşumuza gittiği için bir fotoğraf çekip çıktık. Apartmanın bulunduğu mahalle Nişantaşı’nın caddelerine benziyor. Şöyle bir tur atabilirsiniz caddelerde.
6. Procida Adası:
Procida, Napoli’nin hemen açıklarında bulunan, renkli evleri, tarihi kiliseleri, güzel manzaraları ve plajları ile ünlü olan bir balıkçı adası. Oldukça küçük ama bir o kadar da güzel bir yerdi. Pastel rengi evleri ve kendine özgü kültürünü deneyimlemek için Napoli’ye gelmişken buraya da 1 gün ayırın deriz.
İtalyan kültürüne oldukça bağlı bir yer burası. Öyle ki 2022 İtalya kültür başkenti seçilmiş. Adanın mottosu “La cultura non isola” Kültür kültürdür diyor İtalyanlar özetle, dil din farketmez. Yeme içme konusunda da çok güzel seçenekler bulabilirsiniz. Bu arada ada, İtalya’da Limoncello üretilen başlıca yerlerden biri, dolayısıyla gelmişken mutlaka denemekte fayda var. 🙂
Ada sokaklarında aylak aylak gezmek çok keyifli, özellikle Marina Corricella’dan Terra Murata’ya çıkmak ve oradan ada manzarasını izlemek müthişti.
Procida’ya gitmek çok kolay. Direkt olarak Napoli’den veya merkeze 30-40dk mesafedeki Pozzuoli’den feribotla ile 30-40 dakika içinde ulaşabilirsiniz. Biz bileti internetten alıp, Pozzuoli’deki feribot ofisinden de bastırdık. Biletleri çıktı almadan feribota binemiyorsunuz.

7. Pizzeria Gino Sorbillo:
Napoli’deki ünlü bir pizzaiolo (pizza ustası) aileden gelen Gino Sorbillo’nun yeri. Sorbillo restoranı 2004 yılında açmış, ve şu an Napoli’deki en ünlü pizzacılardan biri.
Menüde genel olarak Napoli tarzı pizza çeşitleri bulunuyor. Yani bu özetle şu demek; normalde yemek istemediğimiz o pizza hamuru bile çok lezzetli. Bir de pizzalar gerçekten bol malzemos..
Michele’den sonra favori pizzacımız burası oldu Napoli’de. İçeriye girmek için yine uzun bir süre bekliyorsunuz. Michele’den farklı olarak burada adınızı kağıda yazıp sıranız geldiğinde isminizle bağırıyorlar. Kapıdaki arkadaşa kolay yoldan evlilik teklifi yaptıracaklara güzel bir fikir olabilir lkasjdsl

Napoli’de üç gün geçirsek de şehri ve sokaklarda zaman geçirmeyi çok sevdik, normalde yapmadığımız, güzel manzara noktalarında uzun uzadıya durma ve restoranlarda çok oturma işini biraz abarttık. Dolayısıyla geriye gezilecek birkaç yerimiz kaldı. Ischia, Capri, Pompei ve Vezüv‘e gidemedik örneğin. Napoli’ye tekrar gidecek olursak bu seçenekleri de değerlendiririz büyük ihtimalle.
Napoli’ye kadar gelmişken genellikle Amalfi kıyılarına da gidiliyor ama biz direkt Puglia bölgesine geçtik ve öyle bir rota çizdik. Bu kararımızdan da çok memnun kaldık.
Napoli ile ilgili merak ettiğiniz konular olursa bize her zaman Instagram veya bu yazının altındaki yorumlardan ulaşabilirsiniz. 🙂
Sevgiler, TIME TO GO!
Bizi Instagram’da takip etmek isterseniz şöyle buyrun.

Gezdiğimiz yerlerin haritadaki konumları: